Maraş'tan bir haber geldi. Dediler ki Merik ölmüş.

Az önce Değerli Müdürüm gruptan paylaştı, seminer iptal edilmiş. İdari izinli sayılacakmışız, zira ki 9 günlük bayram tatilindeyiz.

Keşke Merik ölmeseydi. Keşke Merik ölmeseydi.

**

Şaka bi yana da bugün başlayacaktım semineri izlemeye. "Uzunluğuna bağlı olarak 2-3 gün sürer." dedim annemlere. (Bkz: Keşke Merik ölmeseydi. Keşke Merik ölmeseydi. 😥😥)

Seminerler beni hiç zorlamıyor bekar olduğum için. Ama evli hocalarımız vakit bulmakta zorlanıyorlardır diye düşünüyorum.


***

Yazıma ortadan başladım. Bugün bayramın üçüncü günü. Dün büyük bir Ayyuş Hanımgiller kol ordusu bizdeydi. Var ya yırtıldık resmen gülmekten (tabiri caizse).

Okuldaki çocukların şamatalarıyla kıyasladım. "Şimdi biz de onlar gibi mi olduk?!" diye iç geçirdim.

Ama..

Ne bilim ya.

Bi fenomen kadın insanı varmış. "Ablamgil bu salağı niye takip ediyor." falan diyecek oldum. 

"Kadın en fazla ne kadar gerizekalı olunur sorusunun cevabı gibi." dedim Hatice Ablama. 

"Bunlar hep senaryo gibi... Bir insan bu kadar gerizekalı olamaz." dedim Filiz Ablama da.


***

Bu bayram yazmayacaktım. Ama şu an keyifli bir anımdayım. Neslihan Ablamlar gelecek birazdan. Az önce 10 sayfa kadar kitap okudum.

Yani hamd olsun gergin bir anımda değilim. Yazmamak için vazgeçirici bir neden göremiyorum. (Normalde moralim bozukken yazmam. Yazdıysam da silerim.).


**

Kronolojik olarak yazmak istiyorum ama beni bilirsiniz, bir yerde patlarım. Riayet edemem kurallara. Blog gibi kendi köyümün mezrasında rast geldiğince takılmamın sebebi de bu. Burda hiçkimseye eyvallahım olmadan dilediğimce yazıp saçmalayabiliyorum.

Yine de Ramazan Ayım Nasıl Geçti diyerek başlıyorum...


Ramazan Ayım Nasıl Geçti?

Davetlere katılamadım. Çünkü Nizip'ten üniversite tarafına gelişim yatsıyı buluyor. Bir tek Filiz Ablamın gül hatırı için onlara iştirak ettim. O da kızcağız Cuma gününe denk getirmiş ben geleyim diye. 1 hafta öncesinden haber etti. Akşamına da annemgilde kaldım. Gidiş-dönüş problemim olmadı. Zaten Cumartesi sabah evime dönüp yazılı falan hazırladım. Bu ramazan biz full yazılılarla uğraştık.

Sabah almam gereken ilacı (euthyrox 25lik) bazen iftarda bazen de sahurda aldım. Ama ikisi de sabah aç karnına aldığım gibi etkili olmadı. Acayip sarstı bünyemi. Belki biliyorsunuz, bende tiroid bozukluğu var (hipertiroid-hashimoto)..

Bu hastalık bende yorgunluk, sinir ve sindirim sistemi bozuklukları şeklinde sirayet ediyor. Canım Sevgilimle aramız iyi olduğunu düşünerekten sinir sistemim nispeten iyiydi... Ne bilim yani geçen senelerdeki gibi karanlık bir zindandaymış gibi hissetmedim kendimi.

Sindirim sistemi bozukluğuysa, ilacı içmediğim zamanlarda midem ve bağırsaklarım sürekli hareket halinde. Bir ortam içinde beni rezil ediyor yaa. Gurul gurul sürekli içerimden tuhaf sesler geliyor. Bu ramazan da işte böyleydi. Çocuklar kendilerine kızıyorum sanıyordu, oysa barsaklarım bana kızıyordu, ilacımı düzenli almadığım için.


***

Ramazanda cüz süremedim. Günlük Kuran+cevşen okumaya çalıştım. Ama bazen onu bile aksattığım zamanlar oldu. 5 vakit namazımı vakitlice kılabildiğim için Allahıma şükrediyorum.


İnşallah daha yakın bir okula gelebilirsem hem aileme hem kendime daha fazla zaman ayırabilirim diye düşünüyorum inşallah.



***


Bayramın Birinci Günü

Temizlik yaptık. Valla başka da bir şey yapmadık herhalde. Benim B.yle hayırlısıyla evlenelim diye günlük okuduğum kismet açma-gönül bağlama duası var. Sabahtan onu okudum. Zaten bir başlayınca yarım saatimi alıyor o dua. Kitap okudum, Pierre Loti'nin Aziyade'si..

Valla yiyip içip yatmışız durum onu gösteriyor.

Diyorum ya, sönük geçiyor.. Annem sağ olsun kına varmış evde onu çıkardı, yoğurdu. Annem ve ben elimize parmaklarımıza kına yaktık.



Bayramın İkinci Günü

Burakgil, Melikegil, Filiz ve Hatice Ablamlar geldi. İki komşumuz bir de Mehtap Ablamın Türgev'den arkadaşları geldi. (Henüz öğrenciler gelenler. Ben ablamın öğrencileri geldi diyorum, utangaç-mütebessim onlar öğrencim değil arkadaşlarım diyor. :)) ..)

Yuvarlamayı dün, yani bayramın ikinci günü yaptı annem. Kendisi paşadır, hükümet kadınıdır bu alemin. Öyle uygun gördü kendisi. Biz de kararına itaat ettik. Pişince de bir güzel yedik Allahıma şükürler olsun. 😊😊



***

Bayramın Üçüncü Günü

Sabah biz kahvaltı yaparken Canım Neslihan Ablacığım aradı. İkindileyin size geleceğiz inşallah, dedi. Aslında sabahtan gelicilermiş. "Namazı kıldım yattım." diyor. Ben de "Bir şey olmaz burda yatardın. Yabancı yer mi?" dedim. :))

Ablalarımı genelde sabahları eşleri işe giderken bize bırakırlar. Bazen Neslihan Ablamı da öyle erken bırakıyor eniştem.


Saat beş olmuş. Daha gelmediler. Bekliyoruz..

Gelince Seyit'i çok öpeceğim ya. Nurtopu gibi bu çocuklar Maşallah.. Seyit burnumda tütüyor yemin ederim. Dün diğer yeğenlerimi öptüm. Bir tek Seyit kaldı öpmediğim. :)) ..)


***


Çok gezesim var. Ama ben akraba gezmelerimi sınırlı tutarım. Geçen bayram gittim dayımgile falan. Bu bayram da Aziyade'yi okuyorum işte. 

Doğrusunu isterseniz şimdi bi laf diyecekler.. Sussam bir dert susmasam bir dert. 

En iyisi halim selim evimde oturayım dedim.

Sümeyra'nın düğününe de bu yüzden gitmedim. Hatice ablama laf sokmuş birileri. "Ben olsam senin kadar sakin kalamazdım." dedim kendisine.

Ablalarım da biliyor bu huyumu. O yüzden fazla ısrar etmiyorlar insan içine çıkayım diye. En azından eskisi kadar beni kolumdan tutup götürecek olmuyorlar eskisi gibi. Bana hak veriyorlar.


Burda bırakıyorum. Sonra devam ederim inş.

Acayip başım ağrıyor. 3 kupa kahve içtim. Allahım..




***


Ben bunları yazdıktan yaklaşık 45 dk sonra Mehmet Dayımgil, sonra Neslihan Ablamlar, Gelin Bacı dediğimiz annemin Mehmet Dayısının eşi Hatice Yengemgil geldi. 

Sonra birkaç komşu toplaşıp bize gelmişler. Şimdi hepsi gitti. Annem ablam ben içeride oturuyoruz.

 


***

Bayramın Dördüncü Günü (->Ramazan Bayramı için aslında hiç olmayan gündür.)

Aha bugün de biz Mehtap Ablamla Neslihan Ablamgile gittik. Perihan'ı da çağırdık. Bol bol çocuk sevdik. Maşallah..😍😍😘😘😘




2 Nisan 2025


***


Bayramın Beşinci Günü


Bugün köye gittik. Annemgil zeytin dallarını budadı. Ben de yere dökülen dal-budakları istifledim. Bugün sabah yağmur yağdı. Biz köydeyken de birazcık serpiştirdi. Ama abimin başka zamanı yok ve ağaçların bu mevsimde budanması gerek diye gittiler. Onların peşinde ben de gittim. 😐

Orda çektiğim resimlerin güzellerini şu postumda paylaşıyorum.

Umarım beğenirsiniz.




3 Nisan 2025



***


Bayramın Altıncı Günü


Bugün evdeydik. Sakin geçti. Öğleden sonra Teyzemin Kızı Zübeyde Abla geldi annemin bayramını kutlamaya.

Birazcık boğazım dolmuş. Yarın inşallah evime geçeceğim. Evde aferin alırım diye çok umursamıyorum. 


Bu bayram hep yağmur yağdı ya. (Ben bunları yazarken de şimşek çaktı 2 defa gökyüzünde.) Bugün de yağdı bayram başladığından beri. 

Biraz ıslak-sulak bir Ramazan Bayramı geçirdik bu sene. Ama yine de gezmemizden taviz vermedik Allahualem. Ben çok gezmedim keza köy ve ablalarım tek gittiğim yer diyebilirim. Onlar çağırırsa yok diyemiyorum ya da fırsatım olduğunda onlar çağırmadan gidiyorum genelde.


Arkadaşlarımla görüşmelerim var. Hepsini bayramdan sonraya tehir ettik. Çünkü çoğu memleketlerinde arkadaşlarımın şu an. Burda olanlar da eşlerinin programına ayak uyduruyordur tahminim. Yani bayram tatillerini gasp edemem onların. Hoş olmaz. Kendimi suçlu hissederim. Hayırlısı diyelim önümü yaz. (Ben bunu yazarken bir kez daha şimşek çaktı.)


..


Valla biraz da evimi özledim ne yalan söyleyim.. 😊😊 Evde ağşama kadar yatıyorum işim olmadığında. Bana Rukiye kalk kahvaltı hazırla diyen olmuyor.

Burda da olmuyor kalk kahvaltı hazırla diyen. Ama annemin şekeri var ve uzun süre aç kalmaması gerek. Bu yüzden saat 9-9.30 gibi ablam ya da ben muhakkak kalkıp kahvaltıyı hazırlıyoruz.



04.04.2025


***



Bugün Pazar ve Tatilin Son Günü..


Cumartesi günü Kalyon'daki evime geldim. 

8 Nisan'da proje okul başvuruları açıklanıyor. Çokk heyecanlıyım.. Allahım..

Yarınsa 4. Ara dönem resmen başlıyor. Onun için de heyecanlıyım.

Dün gece 14 saat uyumuşum. (Onun için de heyecanlı olarak uyanmadım bu sabah).. da.. Bu sabah çok erken uyandım. Çünkü dün gece daha akşam olmadan var ya kendimi yatağa zor attım.

Biraz evi falan toparladım. Namaz kıldım, eşyaları dolaba yerleştirdim. Zaten bir haftanın yorgunluğu ve psikolojik yıpranmışlığı üzerimdeydi. İşte tüm bunlardan sirayetle kendimi yatağa bir atmışım.. Sabah kalktığımda saat 8 buçuktu.


Bakalım. Güzel olur inşallah.

Yeni dönemimiz tüm öğretmen, öğrenci ve velilere hayırlar getirsin inşallah..


06.04.2025



***